6 yaşında ‘evli’ olan HKG’nin ve kardeşlerinin ifadeleri basına yansıırken, HKG ve Kadir İstekli’nin annesi baba Yusuf Ziya Gümüşel’in vefat etmesi eleştiri konusu oldu. hakkında suç duyurusunda bulunulan şahıs, konu hakkında sessiz kaldı ve duruşma 6 ay sonraya ertelendi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Fikir Gazetesi Yazarı Ahmet Taşgetiren, konunun kamuoyu vicdanını sarstığını belirterek, “‘Annemin isteği üzerine babamın tecavüzüne uğradım’ diyen birinin sesini kınayamazsınız. 6 yaşımdan beri’ susmak, 5 ay sonra mahkemede yargılanmak üzere.”
Tarafları açıklama yapmaya davet eden Taşgetiren, konuya ilişkin şunları yazdı:
“Baba sanık, anne sanık, evli olan Abdülkadir İşleli de sanık.
Babam Hiranur Vakfı’nın onursal başkanıdır. Ana karar verici. Anne karşı çıksa da, rıza göstermese de ‘Hocaefendi’ lakaplı kocasının verdiği karara boyun eğmiş görünüyor.
Ve Abdülkadir İstekli. Kızların hafız hocası, Vakfın fiili yöneticisi… Damat. ‘6 yıllık felaket’in merkezindeki kişi.
Neredeler?
Kurbanın iki kız kardeşi ve ağabeyi konuştu. Tamam onların ifadeleri de anlamsız değil ama suçlu onlar değil mi?
Mağdur babasını, annesini ve damadını suçluyor.
Nitekim bu üç kişi hakkında dava açılmıştır.
‘Dava zamanı gelecek, onlar da ifade verecek’ diye düşünülebilir.
Olay, toplum içinde konuşulmayan rastgele bir olay olsa bile böyle olması normaldir. Davaları kamu mahkemelerinde görmek Türkiye’ye özgü bir özelliktir.
Ama öyle bir olay değil. Bazı olayların ‘milli vicdan’ denilen şeyi, yani kamuoyunu sarsması doğaldır. ‘6 yaşımdan beri annem ve babamın rızasıyla tecavüze uğradım’ diyen birinin sesini, 5 ay sonra mahkemede yargılanmak üzere susmaya mahkum edemezsiniz. Ne kadar uğraşırsan uğraş, olmayacak.
Kaldı ki kılıklarıyla, aidiyetleriyle açıkça ‘dini kimliğe’ sahip kişiler var ve konu ‘din ekseni’ üzerinden tartışılıyor. Din onların şahsında tartışılır.
Savunacak bir şeyleri varsa çıkıp kendilerini savunsunlar diyorum.
‘Susuyoruz, susuyoruz ve bir süre sonra her şey sakinleşiyor, sakinleşiyor. Ve cevap vermekten kurtulduk.’
Birisi çok bilge olmuş olabilir.
‘Konuşma, toplum içine çıkma. Medya sizi parçalara ayıracak.’
Bu işin savunmasının sorun olduğu açıktır. Gerçek şu ki, medya karşısına çıktığınızda işiniz kolay değil.
(…)
Aslında, her insan yaptıklarından dolayı bir gün toplum içinde savunulamaz hale gelmemelidir.
AK Parti’nin kurucuları yola çıkarken ‘Savunamayacağımız şeyi kamuoyunda da özel ortamlarda da konuşmayalım’ ilkesini benimsediler.
Türkiye’nin yasaklı ortamı din bilimlerinde de bir “özel çevre” disiplini geliştirmiştir.
Bu vahim olay, o özel çevre disiplininin nasıl çamura bulanabileceğinin tipik bir göstergesidir.
Beyler, din şahsınızda hırpalanmıştır. Dışarı çık ve suçu kendi üzerine al ya da haklı gösterilebilecek bir şey varsa temize çık. Din hizmeti mi? Gölge olmayın, öteki iyilik istemez.”
